Asırlardır milletimize düşman olan güçlerin, türlü oyun ve hilelerle ülkemize, vatanımıza, milletimize karşı hain bir saldırısıydı. Büyük bir hınçla doğrudan halkın iradesine karşı bir darbe yapılmak istenmişti.  Çünkü bu ülke, bu halk gün geçtikçe güçleniyordu. 15 Temmuz’da aziz milletimiz Cenâb-ı Mevlâ’nın yardımıyla bu saldırıları bertaraf etti. Ne kadar şükretsek azdır. 15 TEMMUZ Neydi? Önemli hadiselerin hep tarihin derinliklerinde kaldığını               zannederiz. Şanlı ecdadımızın kurdukları cihan devletlerinin, yetiştirdikleri kahramanların, üç kıtada koşturulan atların...  Sonra bir de kendimize bakıp “Biz kim, ecdadımız  gibi olmak kim?” deriz.  Malazgirt Ovası’ndan geçen kahramanları, Haçlılara karşı iki asır  direnen Seyyid Battal ve Kılıç Arslanları, şarkın en sevgili sultanı Selâhaddin-i Eyyûbî’yi, İstanbul’u fetheden güzel komutan ve güzel askerleri, “Biz hâlâ Osmanlıyız” diyen Çanakkale kahramanlarını düşünürüz de kendimizi beğenmeyiz.  Tarihimizin her bir sayfası kahramanlıkla doludur. Sadece düzenli ordular halinde değil, milletçe de büyük ordulara karşı direndik, düşmanı püskürttük. 93 Harbi’nde, Erzurum Aziziye’de mil-letçe hep birlikte savaştık. Kadın erkek, yaşlı genç… Sonra Maraş, Urfa, Antep’ten Fransızlar’ı sürdük. Ve daha niceleri... Tarih bizden uzak değil, biz de tarihten… 15 Temmuz 2016’da yaşadıklarımız tarih kitaplarında okuduğumuz kahramanlık destanlarından bir destandı.   Üzerinden tam bir yıl geçmişken yeniden analım 15 Temmuz’u…  Nasıl anlamamız gerektiğini ve bu ruhu yarına nasıl bırakacağımızı konuşalım. YAZININ DEVAMI
© Copyright 2017 | Beşir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği